Özet:Jinekolojik maligniteler uzak organ metastazlarını lenf kanalları aracılığı ile yaparlar. Bu yüzden de bölgesel lenf nodlarının diseksiyonu jinekolojik malignite cerrahilerinde standarttır. Lenfatiklerin durumlarını bilmek tümör evrelemesi ve prognozun öngörülmesinde önemlidir. Bu çalışmada diseke edilen pelvik paraaortik lenf nodu sayılarını ve lenf noduna metastazı etkileyen faktörleri incelemek istedik. Bu amaçla hastanemizde 1 şubat 2007 ile 1 şubat 2008 tarihleri arasında yapılan 123 olguya ait jinekolojik radikal materyali ve bilateral pelvik paraaortik lenf nodları incelendi. Tümörün evresi, derecesi ve histopatolojik tipinin; lenf nodlarına metastazı ne oranda etkilediği, hastaların vücut kitle indeksleri ve kronik hastalıklarının diseke edilen lenf nodu sayılarına olan etkileri araştırıldı. Aynı zamanda diseksiyon işlemini yapan araştırma görevlilerinin diseksiyon işleminde gösterdikleri performanslar değerlendirildi. Evre arttıkça her üç malignitede de metastatik lenf nodu tutulumunun arttığı görüldü. Tümörün tipine bakıldığında, sadece endometriyum karsinomlarında literatürle uyumlu olarak seröz ve müsinöz karsinom alt tiplerinde lenf nodu tutulumunun fazla olduğu dikkati çekti. Her üç malignitede de farklılaşma derecesi ile metastatik lenf nodu tutulumu arasında anlamlı bir sonuca ulaşılamadı (over, endometriyum ve serviks karsinomları için sırasıyla; p.0.274, P.0.147 ve p.0,122). Hastaların vücut kitle indeksleri ile hipertansiyon, hiperlipidemi ve diabetes mellitus gibi kronik hastalıklarının, diseke edilen lenf nodu sayılarına etkisinin olmadığı görüldü (p.0,430). Her üç karsinomda diseke edilen lenf nodu sayıları araştırma görevlilerine göre değerlendirildiğinde ise anlamlı fark ortaya çıktı (p<0.006). Bu açıdan en başarılı lenf nodu diseksiyon ortalamalarının üçüncü yıl eğitimi alan asistanlarda olduğu dikkati çekti. Lenf nodu metastazı ile tümörün histopatolojik tipi ve tümör derecesi arasında anlamlı ilişki saptanamaması her bir gruba giren olgu sayısının azlığı ile ilişkilendirildi. Yeterli sayıda lenf noduna ulaşmak; cerrahi tedaviyi yapan jinekolog onkologdan başlayıp, diseksiyon işlemini yapan patologa kadar uzanan bir süreci içermekte olup, bireysel becerinin başarılı sonuçlar doğurduğu sonucuna varılmıştır. Katılımcı jinekolog onkolog ve patologların sayısının çok olduğu çalışmalar ile bu konu daha net aydınlatılabilir.